16 Haziran 2018 Cumartesi

SOKAK HAYVANLARI

HAYVAN SEVGİSİ

Herkese Tekrar Merhaba,

Bugün sizlere hayvanlar ve hayvan sevgisi üzerine bir paylaşım yapma gereği duydum. Malumunuz sosya medyada yer alan hayvan şiddeti haberlerini okumuşsunuzdur. Özellikle geçtiğimiz günlerde Sapanca'da bacakları kesilerek ölen yavru köpeğin haberini okuduktan sonra yüreğimde  tarifsiz bir acı hissettim.

Görsel:http://www.ensonhaber.com/bacaklari-kesilen-yavru-kopek-oldu.htmlsitesinden alınmıştır.

 Acı hissetmemek mümkün mü dediğinizi duyar gibiyim. Malesef ki bu acıyı hissetmekten çok uzak insan görünümündeki varlıklar halen aramızda dolaşıyor. Ailelere düşen en büyük görevlerden biri çocuklarını hayvan sevgisini aşılayarak yetiştirmesi. Kitap okuma alışkanlığı kazandırması ki bu bence en önemlisi. Neden mi? Çünkü kitap okumak demek, empati yapabilme özelliği kazanabilmek demek. Yani kendini  başkasının yerine koyabilme yetisi. Kitap okumak demek, suç işleme oranını en aza düşürmek demek. Kitap okumak demek, yüksek bir hayalgücü kazanmak demek...Kendini en iyi şekilde ifade edebilme gücü demek...Yaşama çok geniş bir pencereden veya perspektiften bakabilmek demek. Gerektiğinde esneyebilmek, esnek davranıp düşünebilmek ve davranabilmek demek. Sivri köşelerini törpüleyebilmek demek... Tüm acı ve aldığın yaraları onarabilmek, merhem olabilmek demektir kitap sevgisi...

 Hayvanlarda biz insanlardaki gibi bencillik, hırs, şehvet, intikam alma duygusu yoktur. Aksine biz insanoğlundan çok daha sevgi dolu, egosuz, ve minnet duyguları gelişmiş yüreğe sahiptirler. Ve tüm hayvanların şifacı özelliğinin olduğu inancındayım. Özellikle kedilerin. Bana kalsa tüm ofislere haftanın bir günü cuma günleri olabilir. Kedileri kucağa alıp okşanması görevini verirdim tüm çalışanlara. Üzerlerinde taşıdıkları tüm negatif enerjiyi atabilmeleri için. 

  Yurtdışında bazı hastanelerde hastalaraın tedavi süreçlerinde onlara moral ve motivasyon vermesi için kedilerden destek alınıyormuş. Evlerinizde hayvan beslemeye başlayın. Göreceksiniz ki hayatınızın her geçen günü renklenmeye, canlanmaya, enerji dolmaya başlayacak...Kendinizi tüm hayat amacınızı kaybettiğinizi veya daha depresif zamanlar yaşadığınızı hissettiğinizde sokak hayvanlarını beslemeye başlayın. Veya bir hayvan sahiplenin. Bu meşgalenizin sizi yaşama nasıl da tutundurmaya başladığını gün geçtikçe farkedeceksiniz. Benim de sokak hayvanlarını beslemeye başlamam tam da böyle hissetmeye başladığım anlara denk gelmişti. Şimdi bahçemizde sokak kedilerine düzenli olarak ıslak mama, kuru mama vss verip sevgileriyle besleniyorum.


Bir kafe veya lokanta işletmecisi olsam.Tüm arta kalan yemekleri atmak yerine sokak hayvanlarına dağıtılmasını sağlardım.Yapan yerler vardır umarım. Bir de evinde kedi veya köpek bakanlara tiksinerek, huylanarak bakan kişileri anlamakta cidden zorluk yaşıyorum. Sözde titiz insanlardır sorsanız kendilerine... Sözde seviyorlardır da evde uygun bulmuyorlardır. Hele ki bazıları vardır ki onlara göre: Köpek giren eve melek girmezmiş. :)) Özellikle bunu sona sakladım ki cehalette hangi seviyelerde olduğumuzu göstersin diye... Özellikle kimileri vardır ki okurkan bile tüm vücudumun buz gibi olduğunu hatırlıyorum. Resmen kanım çekilmişti. Sokak hayvanlarını besleyen bir sanatçının fotoğrafının altına yorum yapmış bir zavallı. '' Bir aç insan veya çocuk beslemezsiniz ama'' diye yazmış. Bunun yorumunu sizlere bırakıyorum. Sadece gülüyor, acıyor ve ne kadar da dünyayı, canlıları özetle yaşamı algılayan gözlerimizin, kalplerimizin farklı olduğunu görüp sadece onlar için üzülüyorum. Söylememe gerek yok herhalde bu insanlarla bir hiçbir paylaşımım veya arkadaşlığımın olamayacağı gerçeği...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.